Salıcı’nın Samast’ın tahliyesine tepkisi: “Bebekten Katil Yaratan Karanlık Devam Ediyor.
CHP İstanbul Milletvekili Oğuz Kaan Salıcı, dün; “Rakel Dink’in bir sözü vardı. Cenaze töreninde söylemişti. ‘Bebekten katili yaratan karanlıktır’ demişti. Bu söz beni çok etkiledi. Bebekten katil çıkaran karanlık devam ediyor gibi görünüyor. O dönemin şartlarını hatırlayın. O dönemin şartlarında AKP iktidardaydı. AKP hükümeti. Dolayısıyla bugün hala AKP hükümetinde olması ve bu çıkışın o iktidar döneminde gerçekleşmiş olması, bence AKP’li arkadaşların şapkalarını indirip düşünmelerini gerektiren bir durumdur” dedi.
CHP İstanbul Milletvekili Oğuz Kaan Salıcı dün TBMM Genel Kurulu’nda konuştu. Salıcı şunları söyledi:
“Aslında AKP İktidarına Karşı İşlenen Bir Cinayetti”
“Hrant Dink’in katilinin serbest bırakıldığını yeni öğrendim. Rakel Dink’in bir sözü vardı. Cenazede söyledi. ‘Bebekten katili yaratan karanlıktır’ dedi. Bu söz beni çok etkiledi. Bebekten katil yaratan karanlık devam ediyor sanki. O dönemin şartlarını hatırlayın. O dönemin şartlarında AKP iktidarı vardı. Aslında bu bir cinayetti. Dolayısıyla bugün hala AKP hükümetinde olması ve bu çıkışın o iktidar döneminde gerçekleşmiş olması, bana göre AKP’li arkadaşların şapkalarını indirip düşünmelerini gerektiren bir durum.
“MİLLİLEŞME ORANINDA CİDDİ BİR ARTIŞ YAŞANDI”
Bugün Adalet ve Kalkınma Partisi Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan grup konuşması yaptı. Gruba yaptığı konuşmada, ‘TCG Anadolu Türkiye’nin, dünyanın ilk İHA gemisidir’ dedi. Daha önce bir uçak gemisi olarak tanımlanıyordu. Sonra ‘Kardeş uçak gemisi geliyor, onun ağabeyi olacak daha büyük bir uçak gemisi geliyor’ dedi. Yapıcı bir eleştiri yapmak gerekiyor. Savunma sanayisindeki sorunu ülke sorunu olarak görmemiz gerekiyor. Kabul etmek gerekir ki, bu tartışma ve çalışmalar aslında 1975 yılında ASELSAN’ın, 1988 yılında ROKETSAN’ın, 1982 yılında HAVELSAN’ın ve o zamanki adı Savunma Sanayii Geliştirme ve Destekleme İdaresi Başkanlığı olan Savunma Sanayii Geliştirme ve Destekleme İdaresi Başkanlığı’nın kurulmasıyla başlamıştır. Destekleme İdaresi Başkanlığı, 1985 yılında kuruldu. Adalet ve Kalkınma Partisi döneminde de gelişme gösterdi; Bunu kabul etmek gerekir. Millileştirme oranında ciddi bir artış ortaya çıktı. En son kayıtlara baktığımda İçişleri Bakanımız Ali Yerlikaya oranın yüzde 83’e ulaştığını açıklamıştı. Bu rakam doğruysa gurur vericidir. Sizi bunun için eleştiriyorum: Neden yüzde 83’e ulaşamadık, neden yüzde 100’e ulaşamadık? O yüzden eleştiriyorum, katkının buraya yapılması lazım.
“F-35’LER İÇİN HAZIRLANMIŞ UÇAK TAŞIMACIMIZ VAR AMA ENVANTERİMİZDE F-35 YOK, BU YAPISAL BİR SORUN”
Ama TCG Anadolu’nun hikayesine baktığımızda öğrenmemiz gereken şeyler var. Proje Temmuz 2000’de oluşturuldu ve tam yirmi üç yıl sonra sona erdi. Neden yirmi üç yıl sürdü? Bunu oturup konuşmamız lazım. İkincisi, bu dünyanın ilk İHA gemisi. Literatürde baktım, literatürde SİHA gemisine dair bir kayıt yok. Bunu emekli ve tecrübeli denizcilerle konuştum; Bunu da kaydediyorlar, olayın zorunluluktan kaynaklandığı ortada. Yükümlülük nedir? Şunu kabul edin: TCG Anadolu’yu F-35 uçakları insin diye yaptık. F-35B uçakları dikey iniş yapabilmektedir. Dolayısıyla dikey iniş yapabilen uçakları da taşıyacak, tankları da taşıyacak, İHA’ları da taşıyacak. Biz Rusya’dan S400 aldık diye ABD bize F-35 vermedi. Dolayısıyla F-35’ler için hazırlanmış bir uçak gemimiz var ama envanterimizde F-35 yok; Bu yapısal bir sorun, bunun bir yere kaydedilmesi gerekiyor.
“UÇAK GEMİSİMİZ VAR AMA BU TAKVİME UYAMADIK”
Neden ‘Dünyanın ilk İHA gemisi’ deniyor? Elimizde F-35 olmadığı için o uçak gemisine koyabileceğimiz şey SİHA’dır. Eleştirileri sakin bir şekilde ortadan kaldırmak gerekiyor; Bu değersiz bir şey değil, yapılan işi küçümsemek değil, planlama eksikliğinin olduğunu tespit etmek demektir. Bu SİHA’lar şu anda yapılıyor mu? Evet, şu anda o İHA’larla ilgili çalışmalar yapılıyor. Sayın Bayraktar’ın kendi açıklaması şu: ‘2024 ve 2025’te o İHA’lar o uçak gemisine iniş yapmaya başlayacak.’ Uçak gemisi değil, literatürde ‘amfibi’ olarak adlandırılan bir gemi türüdür. Ancak şunu görmemiz lazım: Gemi yapmaya başladık, işin ihale kısmından, ihale tarafındaki gecikmelerden, sorumlulardan falan bahsetmiyorum, üstüne koyacak uçak yok. Daha sonra onu SİHA’ya dönüştürdük ama onu takacak bir SİHA’mız henüz yok. Uçak gemimiz var ama onu bu takvime sığdıramadık. Onun için 2023 yılının Nisan ayında vatandaşlarımıza ‘Gelin gelin Türkiye’nin ilk uçak gemisidir, gezebilirsiniz’ dedik, ona göre bir program açıkladık ama o uçak gemisini mevzuata uygun şekilde silahlandıracak donanıma sahip değiliz. bu program.
“DAHA BÜYÜK BİR UÇAK GEMİSİ YAPILACAKSA BU ZORLUKLARIN BİR DAHA YAŞANMAMASI İÇİN BU PROGRAM VE PLANLAMA YAPILMALIDIR”
Bunları söylememin sebebi şu: Adalet ve Kalkınma Partisi Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan bugünkü küme konuşmasında ‘Bir uçak gemisi daha yapacağız, daha büyük olacak, bir kardeş gelecek’ dememiş olsaydı. olsaydı belki bunları konuşmamıza gerek kalmazdı. Çünkü bunlar aslında şu anda aksayan süreçler. Neden konuşuyoruz? Daha büyük bir uçak gemisi yapılacaksa bu sıkıntıların bir daha yaşanmaması için bu planlama ve planlamanın yapılması gerekiyor. Uçak gemisi yapılacağına göre… Bu bizim zenginliğimizdir, milli servetimizdir, bizim vergilerimizle yapılıyor. Bunu da takdir ediyoruz. “Savunma sanayiindeki yatırımları reddetmiyoruz, reddetmiyoruz ama her şeyin güllük gülistanlık olduğunu da düşünmemeliyiz.”